İzmir'deki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, darbe girişiminin ardından kapatılan Gediz Üniversitesi'nin 'imamı' olduğu iddia edilen tutuklu sanıklar Yaşar Narı ile üniversitenin eski Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Atilla Ediz hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. İddianamede, hayırsever Hatice Bahriye Yağcı'nın 80 milyon değerindeki arsasının, FETÖ üyelerince dini duygular ve iyi niyet suistimal edilerek ele geçirildiği yer aldı.
TANIK, FETÖ YAPILANMASINI ANLATTI
Tanıklardan üniversitenin eski Genel Sekreteri Ö.M.K., Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadesinde şöyle dedi:
"Yaşar Narı FETÖ üyesidir. Bekir Baz tarafından bizzat Gediz Üniversitesi'ne getirilip, üniversitenin Meslek Yüksekokulu Müdürü yapıldı. Eski Genel Sekreter A.Y.'nin üniversiteden uzaklaştırılmasının ardından FETÖ'nün üniversite imamlığına getirdiği bir kişidir. Yaşar Narı'nın üniversitede çalışanlardan himmet topladığını duydum."
Avukat Bekir Baz'ın FETÖ/PDY'nin İzmir'deki en üst düzey sorumlusu olduğunu, Ege Bölge İmamı olarak görev yaptığını söyleyen Ö.M.K., "Üniversite içerisindeki örgüt yapılanmasını dizayn eden ve yönlendiren kişi Bekir Baz'dır. Bu şahsın, Ahmet Küçükbay ve Abdullah Kavuk (her ikisi de işadamı ve FETÖ/PDY'den tutuklu) üzerinde inanılmaz etkisi vardı. Gediz Üniversitesi'ne personel alımlarında Ahmet Küçükbay ve Abdullah Kavuk'a direkt talimat verdiğini herkes bilir" dedi.
44 DÖNÜMLÜK ARSA 80 MİLYON TL
iddianamede, İzmir'in Çiğli ilçesindeki 44 dönümlük, değeri yaklaşık 80 milyon lira olan arsasını, kendi ya da ailesinin adını taşıyacak bir hastane yapılması için Gediz Üniversitesi'ne bağışlayan hayırsever Hatice Bahriye Yağcı'nın iyi niyetinin, örgüt mensuplarınca nasıl istismar edildiği de yer aldı. Emniyete şikayetçi olarak ifade veren hayırsever Hatice Bahriye Yağcı şunları anlattı:
'HASTANE İÇİN BAĞIŞLADIĞIM ARSAYA LUNAPARK YAPTILAR'
"Ben 1977- 1978 yılında öğretmenlikten emekli oldum. Çiğli ilçesinde bulunan 44 dönümlük arazi dedemindi. Dedem vefat edince babama, o da vefat edince bana ve 2 kardeşime miras kaldı. kız ve erkek kardeşlerim de vefat edince, başka mirasçı olmadığı için arazi tamamen bana kaldı. Daha önce kardeşlerimle konuşmamızda bu araziye hastane yapılmasını istiyorduk. Bu fikri hayata geçirmek için önceden tanıdığım A.Y. ile oturup çok defa konuştuk. A.Y. gerekli araştırmaları yaptı ve bu arsayı Gediz Üniversitesi'ne hastane yapılması şartıyla bağışlamaya karar verdim. Gediz Üniversitesi mütevelli heyeti başkanı Abdullah Kavuk'a buraya hastane yaptırmak istediğimizi söyledik. Abdullah Kavuk 'Ben hemen gidip bu arsayı göreyim' dedi ve araziyi görüp geldi. Görüp geldikten sonra 'Ben buraya Gediz Üniversitesi olarak tıp fakültesi yaparım' dedi. Ben bu duruma, hem hastane olacağından hem de çocukların eğitim göreceğinden dolayı çok sevindim ve arsayı bağışladım. Ancak 2010 yılından bu yana 6 sene oldu bağışladığım arsam ile ilgili hastane ya da tıp fakültesi yapılması ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. 2015 yılında benim haberim olmadan, herhangi bir imzam olmadan arsanın bir kısmına lunapark kurup çeşitli organizasyonlar düzenlenmiştir. 17- 25 Aralık'tan sonra devlet ile ters düşmesinden sonra gazete ve televizyon haberlerinden ve ağızdan ağıza söylenenlerden dolayı Gediz Üniversitesi'nin Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğunu sonradan öğrendim ve bundan dolayı çok üzüldüm."
DİNİ DUYGULAR KULLANILDI
2014 Yılında hayır işleri yapmak için kurduğu vakfa tüm mal varlığını bağışladığını ve davayı kazanması halinde bu arsayı da hastane yapılması için vakfa vereceğinin belirten Hatice Bahriye Yağcı, dini duyguları ve iyi niyetini kullanan Kavuk, eski rektör S.Ç, üniversitenin muhasebecisi ve mütevelli heyetinden şikayetçi ve davacı olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklar Yaşar Narı ile Atilla Ediz, önümüzdeki ay, İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
